Ahde Vefa ve Sadakat disiplini üzere olan Ülkücü, Devlet gibidir.

Devlet tabiatı gereği Milletini ve Milletini, Millet yapan emanetleri gözetir. 

Ülkücü; Milletini Devlet yapan Türk ve Islam birleşimin meyvesidir. 

Bu meyve düşmana zehir, dosta şifa verir. 

Bu meyvenin tohumunun ekildiği verimli topraklara Ülkü Ocağı denir.

Tohum eğer Çınar ve hastalıklı değil ise Fide iken gelişimini; Türk ve Islam'in kudretinden alıp, selvi olur.

Ülkücü okuyan, geliştiren ve Türk Milletine hizmet doğrultusunda Hak bildiğini, her bir Millet ferdine pay edendir.

Selvi gelişimini tamamlayıp Milleti için ürettiği çözümleri uygulamaya dökmek için ana kalesi olan, Baba evi olan, Ülküdaşlık perçininin vurulduğu ve yorulduğu Milliyetçi Hareket Partisinde Türk Milletine olan borcunu ödemeye başlar.

Ülkücü, tıpkı yemininde ant içtiği gibi "varlığına, Birliğine ve Yüceler en yücesi olduğuna" iman ettiği Alemleri Rabbi olan Allah'ın desteği ve kudretini, doğru yol üzere olduğu müddetçe hissedendir.

Ülkücü, Yola çıktıklarını yolda bulduklarına tercih eden değil, yolda bulduklarını da hak yola çekene denir.

Bu ve bunlar gibi bir sürü sebep ve disiplin üzerine Ülkücü olmak çok zor meziyet, taşıması ağır bir yüktür.

Ülkücü Hareket'in ölümsüz Başbuğu, Merhum Genel Başkanı, Cennet Mekan Başbuğ Alparslan Türkeş beyin dediği gibi "Ülkücülük her türlü haksızlığa karşı boyun bükmeyen, Asil bir baş kaldırı hareketidir"

"Ülkücü doğduk, Ülkücü yaşadık, Ülkücü de öleceğiz! Doğrudan ve Davadan ayrılmayacağız"

MHP Genel Başkanı, Bilge Lider, Türkmen Beyi 

Devlet Bahçeli