Yasin Uğurtaş

Yasin Uğurtaş

Neremiz doğru ki?

Sadece Park Değil Mesele…

12 Mart 2025 - 11:46

Şehirler tıpkı eski çalınan hayallerimiz gibi!
 İnsanlar eskimiş kokusu olmayan domates gibi.
Ne mi yeni? hayatımızı kolaylaştırırken ama diğer taraftan bizi köle etmekten kaçamadığımız teknoloji.
Her şeyimiz ‘’akıllı’’ oldu; telefon, tablet, buzdolabı, arabalar, evler --bla bala bla. Zeki olanımızda duygu yok, yani his yok!
Tıpkı apartmanlardaki yaşanan yalnızlıklar gibi...
Biz istedik oldu sonu ne olur bilinmez.(anlayamadım)  Hele yapay zekalı işletim sistemleri ile akraba olduk.
Her şeyi ona sorar olduk, arama motorları gibi.
Peki bu kadar yapaylığın arasında neden yalnızlık yaşar insan?
Neden birbirine dokunamazlar, birbirlerine ilanı aşklar klavyeler arasına sıkışmış artık!
Otobüs durağında birbirinden göz kaçıranlar sanal dünyada -vıç vıçlar. İnsanoğlu büyük binalar ve kalabalıklar arasında kaybolmak istiyor.
 
Kaçıyor herkes birbirinden.
O yüzden değil mi çadırlar, karavanlar, tinyhouse yapılar.  Çünkü sıkıldık birbirimizden, evcil hayvanlara sarıldık karşılıksız sevdikleri için.  
Unutmayın sokaklar onların biz onların evindeyiz. Onlara iyi davranın ki, can dostlarımıza yaşama dair iyi şeyler kalsın zorba hayatımızda.
Tabi eğildik büküldük akıllı olduk. Yollar aynı oranda büyümedi araçlara.
Yani yaya ve araç trafiği arttı, tıpkı kavgaları gibi!
Araçlar dertlerimizi mutluluğumuzu taşırken bir yükte yolda eklendi, stresi de kambur oldu bazen borazan.
Sonuç; gazetelerin üçüncü sayfası haber bültenlerinin ise neredeyse yarısını kapladı bir virüs gibi. Şehirler adeta acı çekiyor kıyamet öncesi gibi.
 Her birimiz seyire çıkmadan haritalara bakmak zorunda kaldık.
Geldik park yeri yok, yola bıraktık çekici tarafından çekilme korkusuyla.
Bir de zorba işyeri sahipleri var. ‘’Bırakma buraya polisi ararım, mal yükleyeceğiz” gibi sözlerle birazda tehditkâr. Sanki babasının malı der gibisiniz, duyuyorum.
Tabi ki değil.
Size şimdi bir sır vereceğim -kimse duymasın- Türk Ceza Kanunu 113.madde, Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi Suçu (b) fıkrası, aynen şöyle; “Kamu kurumlarında veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında verilen ya da kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak sunulan hizmetlerden yararlanılmasına, engel olunması hâlinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” demektedir şeklinde bir suç vardır.
Kamuya ait olan ve trafik suçu içermeyen bir mahalde size araç parkına müsaade etmeyen kişiler hakkında bu kanun maddesini dayanak (olarak kelimesini kaldır gerek yok) göstererek  delilli şikayetçi olun.
Cezanın karşılığında oldukça yeterli. (Bu cümleyi anlamadım-Bu maddenin uygulanabilir hale getirip kamu görevlilerinin de bilgilendirilerek adli işlem yapılması gerektiği öğretilmelidir. Bu maddeyi zorlamak bol bol içtihat üretmek alanını genişletmek gerekir!
Yine en önemli sorunlardan biri de yola kaldırıma bırakılan mallar. Başta dubalar, delinatörler vb. malzemelerdir.
Niye mi bırakırlar? Malum, kendilerine göre işyeri önü onlara aittir ya. Kaldırımda yaya yürüyemez yola da araç park edemez.
İşyeri hava parasıyla kaldırımı da yolu da almıştır kendince esnaf bir de kafa tutara size…
Duyarsınız, kavgaları ölümle sonuçlanır bazılarının. Bu da yasak tabi ki. 2918 sayılı KTK Karayolu yapısı ve trafik işaretlerinin korunması başlıklı 14. Maddede, a) Karayolu  yapısı üzerine, trafiği güçleştirecek, tehlikeye sokacak veya engel yaratacak, trafik işaretlerinin  görülmelerini engelleyecek veya güçleştirecek şekilde bir şey koymak, atmak, dökmek, bırakmak ve benzeri hareketlerde bulunmak, b) Karayolu yapısını, trafik işaretlerini ve  karayoluna ait diğer yapı ve güvenlik tesislerini, üzerlerine yazı yazarak, çizerek veya başka  şekillerde bozmak, yerlerini değiştirmek veya ortadan kaldırmak, Yasaktır. Meydana gelen tehlike ve engeller, ilgili kuruluşlar ve zabıtaca ortadan kaldırılır, bozukluk ve eksiklikler yolun yapım ve bakımından sorumlu kuruluşça derhal giderilir, zarar karşılıkları ve masrafları sorumlulara ödetilir. Anlaşılacağı üzere yola bırakılın bu mallar zabıtaca toplanır ve idari parça cezası kesilir. (4512 TL) Uygulamada cezayı trafik görevlileri, toplama işini de zabıta yapmaktadır.
Asıl mesele nedir? burada devlet otoritesine karşı gelmektir.
Biraz ağır oldu demeyin tam da karşılığı odur. Kimse sizi kamu malından faydalanmaktan ayrı koyamaz.
 Bu adli ve idari suçu işleyenler otoriteyi ciddiye almadıkları anlamını taşır.
Yola ve kaldırıma mal bırakarak ve sözle izin vermemek, ‘’yer benim araç bırakmazsın benim aracım ve müşterim bırakır’’ demek sizce nedir?
 Devletin asli görevi tam da budur.
Eğer bir yolda mal varsa orada devlet zafiyet içerisinde anlamına gelir. Oradaki kavga gürültüye de taraftır. Medeni ülkelerde bu durum var mıdır sizce? Bir de ne var burada ceza hukuk davasıyla karşılaşma.
Hayda…Malları bıraktınız kaldırıma ve yola, oda görüşü kısıtladı.
Yaya, yaya kaldırımından indi yola çarptı araba…  Sonuç, illiyet bağı ile bağlı kazanın oluşunda kusurlu oldunuz mu? İşyerinde para sayarken kazada taraf olursunuz.
Benden söylemesi. Yani mesele sadece park değil sanırım.
 Gelelim fasulyenin faydalarına kurumlar bu işin neresinde?
Konutlar yapıldığı zaman otopark alanı yapma zorunluğu var iken, evrak üzerinde olup fiili olarak ceza ödeyip kullanıma açılmazsa ne olur, araç yola bırakılır.
Oldu mu sana nur topu gibi bir büyük sorun?
Aracını park ettin yola. Ne yangın musluğuna baktın ne kavşak içine, ne otobüs durağına ne kamu binası, nede konut otopark girişine.
 Başladı mı kavgalar, cezalar.
Birde kavşak içinde ise kaza da olmuş ise araç görüşü etkileyeceğinden ceza ve hukuk davasında alacağı ceza cabası. Korktunuz mu?
Korkun bence her yere araç bırakılmaz kırk defa düşününün.
Evde yatarken bir de bakmışsınız kavşak içindeki parktan dolayı ifadeye çağırmışlar.
Maddiyen de ceza olarak da hasara ve kusura etkensiniz.
Ölümlü bir kazada alacağınız bir tali kusurda en az iki yıl hapis ve tazminatta kişiye göre değişken para cezası.
 Bilinmeyince çarpan etkisi az oluyor.
Vicdan azabı ise tarifsiz bunu da unutmayın!!!
Haaa bu işte kurumların sorumluluğunda mücavir alana göre otopark yapma ve buraları denetleme görevleri vardır.
Konutta olması gereken otoparkı görmeyip devletin zorlayıcı gücünü kullanmayıp üç maymunu oynamamak lazım?
Denetleyeni de denetlerseniz bu sorunu yerinde ve zamanında çözersiniz.
 Bir vahim konuda, araç ve yaya trafiğinin yoğun olacağı belli olan yerlerde işyerlerinin ( market, banka çok odalı ofisli işyerleri vb. ) alacağı ruhsat öncesi  fizibilite raporları hazırlatmaktır.
 Örnek olarak bir banka açılacak ise buraya günlük olarak özel aracı gelecek ve çalışanlarının araçlarını öngörerek, yeterli otopark yerleri olmayan yerlere ruhsat vermemek.
Aynı durum başta sayısı on binlerce olan zincir market tipi işletmelerin kapalı ve açık otopark yerinin olmadığından bahisle ruhsat vermemektir.
 Bu neyi mi bozar huzuru, güveni, itibarı, otoriteyi… yani sonuç kaos.
Otopark meselesi her açıdan önemli bir sorundur.
Çözümü bilimsel verilere dayanarak, yüksek irade göstererek kişi veya kurumu gözetmeksizin siyaset üstü çabalarla çözüm odaklı  çalışma yapma zorunluluğudur.
Yazı dizisiyle devamında sizlere tüm yönleri ile irdeleme yapacağım.
O güne kadar park ettiğiniz yere dikkat edin. :))