Ne denir bilemedim dostlar, ülkenin gündemi o kadar sık değişiyor ki! Ne yazmalı insan, karanlıkta iken göremediği ufka bakarak… Sıkıntı bu kadar çokken “hoca, trafik mi kalmış, ruhumuz karardı” der gibisiniz! Biz yine görevimizi yapalım, sizleri aydınlatalım, bilgilendirmeye çalışalım.
Sevgili okurlar! Bir önceki yazımda sadece ‘’park değil mesele’’ demiştim. Sanırım biraz dikkatinizi çekip farkındalık yaratmışızdır. Demiştik ki, şehirler de eski yollar gibi. Yol kullanıcıları sayısı her geçen gün artıyor. Meselenin çözümü başta yeni şehirler kurmaktan geçiyor. Yine araç tamir ve bakım sanayileri mücavir alanda kalmıştır. Şehrin en güzel yerlerinde olan bu sanayiler yerine, altı otopark, üstü yeşil alan olmalı; hem ısınan dünyanın havasını değiştirmeli hem de otopark sorununa bir nebze çare olmalıdır. Bu mudur çözüm sadece? Tabii ki hayır. Şehrin ortak kullanım alanlarında, yani yoğun alışveriş alanlarına toplu taşımayı başta tramvaylarla döşemeli, yine besleme noktalarına da bisiklet yolları ile örmelidir. Amsterdam’daki katlı bisiklet parkını gördükten sonra özellikle bu alanda ne kadar zayıf olduğumuzun üzüntüsü sarıyor zihnimi. Şehirler çok ısındı -egzoz gazlarının da etkisi çok tabii ki- dengelemek için mutlaka bisiklet kullanımı teşvik etmek gerekir. Başta kamu görevlileri olmak üzere bisiklet ile işe gelip gitmesini özendirmek esas seyahat biçimi olmalıdır. Faydalarını tartışmak lüzumsuz olur sanırım.
“Bir diğer hususta, şehir önemli alanlarına girişi paralı yapmak veya park edilmeyi engelleyecek şekilde dubalarla veya delineatör dikmek yerine -nasıl bir görüntü kirliliği yaratıldı, içim acıyor- tek şeritli, tek yönlü yollar yapılması gereklidir. Böylelikle sürücüyü durmamaya zorlamış olunur. Tabii ticari faaliyetleri de etkilemeyecek şekilde indirme-bindirme cepleri de unutulmamalıdır. Yine bunun yanında bazı cepleri de mutlaka ücretli yapmak, yol kullanıcılarının bu cepten faydalananlarının sayısını artıracaktır. Nasıl mı? Örneğin ceplerde 15 dakika ücretsiz -bu durum mahalleye göre 30 dakika olabilir- akabindeki her 1 saate yüksek ücretler belirleyerek sürücüye acele etmeye zorlayacaktır. Bu uygulama bir suistimale dönüşmemelidir. Ücret uygulamasının dengeli olmasıyla gün içinde bu alanı kullanan sayı artacağından iş amacına ulaşacaktır. Aksi davranış ise kişilere özel otopark alanına dönüşecektir. Bu durum kamu gücünün ciddiyetini zedeleyecektir.
Park uygulamalarındaki eksik uygulama da TEDES (Trafik Elektronik Denetleme Sistemi) yaygınlaştırmanın çok önemi vardır. Bu teknoloji ile her an ceza yiyebilirim algısını yaymanın yanında, kollukla sürücüyle karşı karşıya getirmemiş olmanın faydaları da hatırlanmalıdır. En basit trafik kural ihlali olarak görülen park cezasını kameralara bırakarak bu algıyı desteklemediğinizi, sadece park değil, meseleyi izah etmiş de olursunuz.
[email protected]