Çağın teknoloji bağımlılığı nedir biliyor musunuz?
Tabi ki cep telefonu.
O kadar vıcık vıcık olduk ki yanımızda değilse çıplak gibi hissediyoruz kendimizi.
Adeta bunalıma giriyoruz uzak kalınca.
Yolda, okulda, işte, araçta orda burada şurada sürekli elimizde.
Sadece olması gereken yerde yani cepte değil. Adı da cep telefonu değil .
Neden bu kadar bağımlıyız?
Sorusunun cevabını uzmanları yazar, çizer anlatır şüphesiz!
Ben ise, bu konuyu başka bir açıdan ele almak istiyorum.
Emin olun hepimizi çok yakından ilgilendiriyor.
Neden mi? Yaşanan trafik kazalarının ispatlanan veya ispatı zor olan sebebin ta kendisidir cep telefonları.
İster yaya ister sürücü olun yakından ilgilendirmiyor mu?
Yayalar telefon elinde iken yolda mı, kaldırımda mı, terste mi-düzde mi?
Hak getire. Haa sürücüde de varsa kaymaklı kadayıf.
Sonucu mu? “Kaza nasıl oldu görmedim” istatistiğine bir çentik daha.
Trafik Güvenliği Uygulamalarında ise, telefon elde görülürse ceza yazılmakta, bluetooth üzerinden konuşma sağlanıyorsa cezai işlem uygulanmamaktadır.
Nedir mi doğrusu? Her durumda konuşmamak. Kaza bir anda olur, yani anlıktır.
Sürücüler tehlikeyi görüp kazadan kaçmak adına hızlı ve doğru kararı verebilmelidir.
Bunu için tecrübesinin yanında zamana ihtiyacı vardır. Bizim teknik olarak intikal süresi (reaksiyon mesafesi) dediğimiz ölüm kalım aralığıdır.
Şöyle anlatalım ; normal şartlar altında 50 km saat hızla giden bir araç tehlikeyi gördüğü anda ayağını gazdan çekerek frene basıncaya kadar 1 saniye akar ve akabinde fren tedbirine başlar. Bu durum mevcut hızla, metre olarak yaklaşık 15 metre aracın frensiz seyri demektir. Genelde mücavir alanlarda tam da bu aralıkta olur kazalar.
Sonuç; kaza kaçınılmaz olur…
Yani kaza an olarak bir saniyede olur.
Cep telefonu ile her türlü konuşma, sizden bu hayati bir saniye, yıllarca dişinizden, tırnağınızdan artırdığınız birikimlerinizi hırsıza kaptırmak gibi elinizden uçup gider.
Marjinal fayda; Değer mi bu riski satın almaya? Sizi sevenleri sizden ayırmaya veya başka sevenleri birbirinden ayırmaya ya da en iyi ihtimalle malınız yok yere heba olmasına değer mi ?
Kararı siz verin, kader mi kadercilik mi bu durum, zannımca kadercilik olur yani bile bile ladestir. Kısacası cep yangını burada da var .
Teşbihte hata olmaz .Yangın evden çıkarken çocuğuna harçlık veremeyen babanın mahcupluğudur ,Evladına fast food söylerken bir şeyler içmesin diye kafasını sağa sola çeviren eli nasırlı baba. dizi yaralar içindeki annesidir yangın.
Bu yangını söndürmek zor belki ama cep telefonu kullanmazsanız söndürmek sizin elinizde.
Dedik ya bir ülkenin trafik düzeni o ülkenin genel kültür seviyesi ile doğru orantılıdır. Bizler çok sevdik cep telefonlarını. Başka neyimi çok sevdik .Tembelliği, alışkanlıklardan kolayca vazgeçmemeyi, denenmişi denemeyi ,uzun süre STK’ veya siyasi parti teşkilatlarını ,bilimum yöneticiler, bla bla bla.Çok mu sevdik ,sarı öküzü mü verdik orasına siz karar verin! Sanırım telefon da bizde bu şekilde özdeşiyor Ayırmak zor belli ki kişiliğimizden. O zaman derdin ne diye soranlara anlatmaya çalıştım …
Açmayın telefonu, ters çevirin, durunca konuşun. Müsait değilim araç kullanıyorum deyin. İnanın ki kültür böyle oluşur. Ceza ile değil…