Merhaba dostlar...Uzun blr aradan sonra, yerel basında yeniden yazmak için klavyenln başına geçtim...Yaklaşık 20 yıldır Milliyet.com tr.'deki Blog .yazılarım sürüyor...Gazi Üniversitesi, Eğitim Fakültelerinde onbinlerce öğretmen yetiştirip emekli olunca, TED Aliağa Kolejinde, eğitimci ve yönetici olarak beş yıl görev yaptım.48 yıldır insan eğitmeye çalışıyorum ...Emekli oldum; ancak hayattan kopup "Tekaüt" olmadım. Yazıyorum, gözlem yapıyorum, tiyatro oyunları yazıp yönetiyorum. Ebru ve resim sanatıyla iştigal ederken kentimizdeki, üç değişik Türk Sanat Müziği Korolarında şarkılar söylüyorum. Ağaçlar ayakta ölür. Ben de bir ağaç gibi verimli olarak ayakta ölmeyi yeğlerim!
....
Ülkemizde
eğitim verdiğim öğrenci sayısı yirmibinlerln üzerindedir sanıyorum .
Öğretmen/ öğrencilerimin şimdl emekli olduklarına tanık oluyorum. Çok değişik duygular bunlar... Okumak dolmak ;yazmak boşalmak ise yazalım...Bilgilerini paylaşmayan , kendine saklayan kişiden AYDIN olmaz!.Sevgi, barış, kardeşlik ve huzur dolu bir dünyayı hayal etmekle geçti ömrü baharımız.
Bu yolda umutlarımızı canlı tutarak ilk yazımıza, sevgi ve barış üzerine kurulmuş mizahi bir öyküyle başlayalım.
....Kudüs'e atanan Amerikalı bir gazeteci, "Ağlama Duvarı'nın" önünden gelip geçerken, bir Musevinin her gün duvarın önünde diz çöküp dua ettiğini farketmiş. Haftalarca aynı manzarayı görünce dayanamamış ve sonunda adamla bir röportaj yapmaya karar vermiş. Adamdan izin aldıktan sonra teybini açmış ve konuşmaya başlamış:
- "İsminiz?"
- "David. Polonya Yahudisiyim. 65 yaşındayım. Smalla'da bir manav dükkanım var. Evliyim, iki çocuğum Tel Aviv'de bir çiçek serasında çalışıyorlar..."
- "Sizi her gün burada, ağlama duvarı'nda, dua ederken görüyorum."
- "Evet, her sabah dükkanımı açmadan önce buraya gelir, dünya barışı ve ulusların kardeşliği için dua ederim. Öğle tatilinde yine gelir, bu kez yeryüzündeki acıların ortadan kalkması ve bütün insanların refaha kavuşması için dilekte bulunurum... Akşam da eve dönmeden önce yine uğrar; bu kez iyi ve dürüst insanların esenliği için dua ederim...Cumartesi günlerimin tamamını da burada geçiririm, aynı şeyler için dua ederek..."
- "Çok güzel. Ne kadardır sürüyor bu ?"
- "İsrail kurulup da buraya göç ettiğimden bu yana.. Yani 40 yıldan fazla oldu..."
Gazeteci etkilenmiştir. duygulu bir ses tonuyla sorar:
- " 40 yıldır burada dua ediyorsunuz... Bunca yıl sonra nasıl bir duygu var içinizde ?
Nasıl hissediyorsunuz ?..."
Yaşlı Musevi; ümitsiz, bitkin ve üzgün bir ifadeyle duvara bakar ve kırgın bir ifadeyle cevap verir:
- "Bilmiyorum. Sanki, duvara konuşuyormuşum gibi bir his var içimde..."
...
Kıssadan hisse:
Sizi anlayan olana dek mücadele ediniz!
....
Mesut SELEK
Ağustos 2023