Aliağa'nın Yetim Kalan Caddeleri

Bir kentin ruhu, onun sokaklarında, caddelerinde, meydanlarında yaşar.

Trafik düzeni de bu ruhun akışını sağlayan kılcal damarlar gibidir. Ama ne yazık ki Aliağa’nın caddeleri ve sokakları artık yetim kaldı.

Eskiden trafik polislerinin düdük sesi yankılanırdı, düzen vardı, denetim vardı. Şimdi ise yerini gelişigüzel dikilmiş dubalar aldı.

Yetkililere soruyoruz, “Bu dubalar neden?” Verilen cevap ise içler acısı: “Park etmeyi engellemek için.” Oysa kanun açıkça yazıyor, nerelere park edilemeyeceğini, kuralları kimlerin denetleyeceğini…

Ama belli ki kurallar yerine dubalar konuşuyor artık.
Şehirlerde asayişin temel taşlarından biri trafik düzenidir. Düzen olmazsa kaos başlar.
 Ancak Aliağa’nın ana arterlerinde sabah ve akşam trafik ekiplerini görmek artık mümkün değil.

Şehir kendi haline bırakılmış gibi. Halbuki bir kentin modernliği, onun yollarındaki düzen ve denetimle ölçülür.

Trafik düzenlemesi, duba dikmekle olmaz.
Gerçek bir planlama, denetim ve disiplin gerektirir.
Eğer bir sorun varsa, onun çözümü yasaların dışına çıkmadan, bilimsel yöntemlerle bulunmalıdır.
Ama bizde çözüm basit: Trafikçiler yerine duba dikmek!

O zaman soruyoruz ;
Aliağa Barcelona’mı olacak yoksa Papua Yeni Gine mi?
Aliağa’nın yollarını dubalarla mı yöneteceksiniz?
Trafik denetimi olmadan düzen nasıl sağlanacak?
Duba koyarak kentin kültürünü, sokakların kimliğini yok ettiğinizin farkında mısınız?
Aliağa’nın sokakları, eski günlerde olduğu gibi, düzenli ve güvenli olmalı.
Düdük sesleri geri gelmeli, trafik ekipleri görevini yapmalı.
Çünkü unutmayalım ki bir şehrin huzuru, önce yollarında başlar.