Bir ilkbahar günüydü…
O gün, Türkiye'nin en önemli sanayi kentlerinden biri olan Aliağa’nın
Devlet Hastanesi açılıyordu.
Herkes heyecanlıydı!
Aliağa Devlet Hastanesi, şimdiki cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan (O dönemde başbakanımızdı,) tarafından resmi törenle açılmıştı.
Bilindiği üzere, SSK hastaneleri 2005 yılında Sağlık Bakanlığı’na devredildi; dispanserler ve sağlık ocakları kapatıldı, aile hekimliği kuruldu.
Bu arada, uzun yıllar Aliağa halkına hizmet veren Petkim SSK Hastanesi de kapanan hastaneler kervanına dahil olmuştu.
Ben dahil, Aliağa’da yaşayan birçok insan bu duruma karşı çıkmış, hastanenin kapanmasını istememişti.
“Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi yok!” misali…
Karşı çıktık ve istemedik de ne oldu?
Ok yaydan çıkmış ve Petkim SSK Hastanesi kapanmıştı bir kere.
Halbuki Aliağa’nın ne derece hızlı geliştiği göz önünde bulundurmalıydı.
Ve o hastane mutlak suretle kapanmamalıydı.
Konumu itibarıyla fabrikalara ve yolla yakındı.
En azından, yanık ünitesi gibi üniteleri içinde barındıran bir acil sağlık yardım istasyonu olarak da kullanılabilirdi o hastane.
Aliağa’nın hem nüfus hem de tesisleşme yatırımları noktasında ne kadar geliştiğini tekrarlamaya gerek görmeden söylüyorum:
65 yataklı mevcut Aliağa Devlet Hastanesi, mega sanayi kenti Aliağa’ya yetmiyor! Hatta ve hatta her geçen yıl daha da yetersiz kalacağına şüphe yok!
Koronavirüs ile mücadelede ön saflarda mücadele eden sağlık
çalışanlarının haklarını ödeyemeyiz. Çok büyük fedakârlık ve olağanüstü bir performans sergiliyorlar. Allah onlardan razı olsun!
Yine bilindiği üzere, Covid-19’karşı aşılama programı/sıralaması Sağlık Bakanlığının ocak ayında belirlediği yol haritasına göre düzenlenmişti.
Yaş, kronik rahatsızlık ve çalışılan sektöre göre dört aşama belirlendi.
Önce sağlık çalışanları ve 65 yaş üstündekiler aşılandı. Şimdilerde ise riskli ve kritik işlerde çalışanlar aşılanıyor.
Sonra kronik hastalar, ardından da18 yaşından büyük herkesin aşılanması gerçekleşecek.
Aşılama sırası gelen aşılanıyor. Allah devletimize zeval vermesin!
Gelelim asıl konumuza:
Aliağa’da Biontech aşısını tercih edenler, aşılarını Aliağa Devlet Hastanesinde değil, İzmir’de oluyorlar.
Evet, mRNA teknolojisiyle üretilen BioNTech aşısının saklama koşulları geleneksel yöntemle üretilen Sinovac aşısından daha zor.
Eksi 70 derecede saklanması gereken aşı, önce eksi 20 derecede çözülüyor ve bu şekilde 6 saat kadar saklanabiliyor.
BioNTech aşısı, 1 flakonda 6 kişilik olacak şekilde tedarik ediliyor.
Flakon açıldığında, aynı anda 6 kişi vurulması geriyor.
Bu nedenledir ki, randevu alıp da gelmeyen kişi olursa o aşılardan bazıları zayi olabilir.
Eğer aşı sıranız geldiyse -Biontech aşısı denk gelenler için söylüyorum- randevuya gitmeyip aşıların ziyan olmasına sebebiyet vermeyin ve toplumsal anlamda vebal altına girmeyin.
Sağlık Bakanlığının aldığı karar doğrultusunda, Pfizer-BioNTech aşısı,
sadece belli kamu hastanelerinde uygulanıyor.
İzmir genelinde 11 hastanede uygulanan aşının niteliği, yukarıda bahsettiğim özelliğinden ve bazı vatandaşların randevularına sadık kalamamasından dolayı aşılama faaliyeti, mecburi olarak dar kapsamda sürdürülüyor.