Karaşan : Mevcut siyasi partilerin hiç biri vatandaşın dertlerinden, sorunlarından bir haber

 
Uzun  bir aradan  sonra tekrar siyasette dönen  İYİ Parti Aliağa  İlçe  Kurucu başkanlığı yapıp  partiden   İstifasını verip  seçimlerde demokrat partinden  Aliağa Belediyesi meclis üyesi adayı olan  İlçenin duayen siyasetçilerinden   Yücel Karaşan  ; Hadi anladık iktidar partisi tek adam rejimiyle yönetiliyor. İl başkanlarını, ilçe başkanlarını Ankara’ da belirleyip ondan sonrada göstermelik kongrelerde tek adayla seçime gidiyor. Ya muhalefet partileri ne yapıyor? Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi aynı sistemle İstanbul, İzmir ve benzeri illerde kongre yapmadı mı ?” dedi
 
Uzun  bir aradan  sonra tekrar siyasette dönen  İYİ Parti Aliağa  İlçe  Kurucu başkanlığı yapıp  partiden   İstifasını verip  seçimlerde demokrat partinden  Aliağa Belediyesi meclis üyesi adayı olan  İlçenin duayen siyasetçilerinden   Yücel Karaşan  ; Hadi anladık iktidar partisi tek adam rejimiyle yönetiliyor. İl başkanlarını, ilçe başkanlarını Ankara’ da belirleyip ondan sonrada göstermelik kongrelerde tek adayla seçime gidiyor. Ya muhalefet partileri ne yapıyor? Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi aynı sistemle İstanbul, İzmir ve benzeri illerde kongre yapmadı mı ?” dedi
Yücel Karaşan  yaptığı açıklamada şunları söyledi “İlk önce demokrasinin olmazsa olmazlarından siyasi partilerden başlayalım.Maalesef şuanda ki mevcut siyasi partilerin hiç biri vatandaşın dertlerinden, sorunlarından bir haber… Sadece kendi iş meseleleri ve koltuk sevdalarında, başka hiçbir şeyi düşünemez durumdalar. Örneğin demokrasilerin olmazsa olmazı siyasi partilerin hiçbirinde parti içi demokrasi maalesef yok. Kendi içinde demokrasiyi sağlayamayan bir siyasi parti Ülkemizde ki demokrasiyi nasıl sağlayacak? Ayırt etmeksizin hepsine bakıyorsunuz. 2 yılda bir yaptıkları ilçe, il ve genel kongreye bakıyorsunuz ilçelerde ki ilçe başkanını o ilin milletvekili veya genel başkana yakın bir takım kişiler tayin edip, delegelerin önüne tabldot usulü yemek gibi koyup dikta ediyor. İl kongresinde maalesef aynı. Genel başkana yakın kim varsa yine aynı tek aday olarak il delegelerinin önüne koyup dikta ediliyor. Daha sonra da yine genel başkanın belirlediği büyük kongre üyelerinde Genel başkanları seçiyor. Genel başkanın belirlediği biat kültürüne uygun delegelerin seçtiği genel başkanı o koltuktan indirmek yine Genel başkanın belirlediği il ve ilçe başkanlarını o koltuklardan indirmek mümkün mü?Yine 5 yılda bir yapılan yerel seçimlerde Genel başkanın, il başkanının belirlediği belediye başkan ve meclis üyelerini seçmek zorunda kalıyoruz. Partilerin bütün zorluklarını çeken, maddi manevi her türlü hizmeti veren parti üyeleri parti gönüllüleri de karşıdan garip garip bakıyor. Yine dört yılda bir yapılan milletvekili seçimlerinde de aynı senaryo oynanıyor. Genel başkan ve onun bir grup yandaşı, eş, dost, akraba birazda parası bol olan partiye maddi yardımda bulunan işadamlarından oluşan milletvekili aday listesini partililerin önüne koyup esas partilerin cefasını çeken teşkilatlarına çalışmalarını dikta ediyor. Ondan sonrada işte kendi ilimiz İzmir örneğinde olduğu gibi 26 milletvekilinin sadece 6 tanesini tanıyoruz. Seçildiği ili tanımayan bilmeyen milletvekilinden hizmet beklemek abesle iştigal olur. İşte bu yüzdendir ki 18 yıldır ülkemizi yöneten iktidar bu günlerde puan kaybetmesine rağmen karşısında ki muhalefette puan kaybediyor. Bunun sebebi iktidarı eleştiren muhalefetin, hatta iktidar partisinin genel başkanına diktatör diyen muhalefetin kendi partilerinde de yukarıda sıraladığım dikta rejimini uyguladıkları içindir.Hadi anladık iktidar partisi tek adam rejimiyle yönetiliyor. İl başkanlarını, ilçe başkanlarını Ankara’ da belirleyip ondan sonrada göstermelik kongrelerde tek adayla seçime gidiyor. Ya muhalefet partileri ne yapıyor? Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi aynı sistemle İstanbul, İzmir ve benzeri illerde kongre yapmadı mı? Yine muhalefet partisi İyi parti daha kuruluşunun 1. Yılında seçilmiş il başkanları ve ilçe başkanlarını istifa ettirip bütün illere ve bütün ilçelere sadece kendi yandaşları ve sadece kendilerine biat eden kişileri atayarak kendi içindeki demokrasiyi çiğnemediler mi? Bu partilere gönül veren insanları yok sayarak bir yere gelemeyeceklerini bilmiyorlar mı? Kenan Evren’ in yok ettiği 1980 öncesi siyasi partiler yasası gelmedikçe siyasetten ve siyasi partilerden medet ummak bence biraz kaba olacak ama aptallık olur. Maalesef Kenan Evren’ in dikta anayasasının getirdiği dikta anayasasının getirdiği dikta rejiminin işlerine gelmediğini iptal ettiler. İşlerine gelen siyasi partiler yasasını hala devam ettiriyorlar. Bunun sebebi de şuanda ki yasadan dolayı mevcut partiler lider endeksli olmasından ve sadece liderin tek seçici olmasından dolayıdır.
                               1980’ den sonra bizim ülkemizde lidere endeksli partiler ortaya çıktı. Aslında partilerde lider değil kendi hazırladıkları kendi anayasaları kendi hazırladıkları parti tüzükleri ön planda olmalı.İşte bu yüzdendir ki şu anda ülkemiz de bu gün seçim olsa en az % 40 nereye ve hangi partiye oy vereceğine karar veremiyor. Bu sistem böyle devam ettikçe hiçbir şeyin değişmeyeceğine ve ülkemizin daha da kötüye gideceğinden hiç şüphem yok. Herkesin kendi menfaat ve çıkarlarını düşünme zamanı gelmiştir.” İfadeleri kullandı