Genel-İş: Belediyeden çıkarılan işçiler işlerine iade edilsin
DİSK Genel-İş 5 Nolu Şube, belediyeden geçtiğimiz günlerde işten çıkarılan işçilerinin işe iade edilmesi talebiyle basın açıklaması yaptı
Editör: Aliağa Medya
31 Mayıs 2019 - 23:19
DİSK Genel-İş 5 Nolu Şube, belediyeden geçtiğimiz günlerde işten çıkarılan işçilerinin işe iade edilmesi talebiyle basın açıklaması yaptı.
Demokrasi Meydanı’nda gerçekleştirilen açıklamaya DİSK Genel İş 5 Nolu Şube'ye bağlı Karşıyaka, Karabağlar, Buca, Konak, Çiğli, Dikili ve Aliağa Belediyelerinin Şube temsilcileri, Aliağa’da ki sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri katılım gösterdi. Meydanda açıklama öncesinde toplanan kalabalık halaylar çekip şarkılar söyledi.
Demokrasi Meydanı’nda gerçekleştirilen açıklamayı okuyan Genel-İş 5 Nolu Şube Sekreteri Deniz Şahin Gümüştekin şunları söyledi “ Bundan yaklaşık olarak 10 gün önce yine bu meydanda yaptığımız basın açıklaması ile Aliağa’da örgütümüz ve emek mücadelesi veren sendika üyelerimiz açısından kaygı verici gelişmelerin yaşandığına dikkat çeken bir basın açıklaması yapmıştık.
200’e yakın işçi arkadaşımızın Başkanlık genelgesiyle ‘asıl işkollarının bulunduğu müdürlüklere gönderildiğini ve bu arkadaşlarımız içerisinde yıllarca büro personeli olarak çalışan ve özellikle kadın arkadaşlarımızın hiçbir iş güvenliği eğitimi ve tedbiri alınmadan yazılı bir görevlendirme yapılmadan temizlik, park bahçe ve bayındırlık işlerinde çalıştırılmaya zorlandığını belirterek ,temizlik işlerinde çalışan altı arkadaşımızın hiçbir gerekçe gösterilmeden iş akitlerinin fesh edilmelerinin gerek iş kanunu gerekse diğer hukuki mevzuatlara aykırı olduğunu belirtip, bu yanlış kararlardan bir an önce dönülmesini talep etmiştik.
Ancak aradan geçen bu süre içerisinde diyaloğa ve barışa dönük taleplerimizi elinin tersiyle iten Aliağa Belediyesi yönetimi, 16 çalışma arkadaşımızın daha çalışma akitlerini fesh ederek iş barışına büyük bir darbe vurmayı tercih etmiştir.Bu süre içerisinde belediye hizmet alanlarının bazı noktalarını toplama kampı gibi kullanıp,çalışma arkadaşlarımızı odalara kapatarak, kendilerine gelecek ikinci bir emre kadar buralarda kalmaları söylenip, mimar-mühendis-vasıflı-vasıfız personel ayrımı yapmaksızın mobing uygulanarak ,eşya taşınmasından,tuvalet ve depo temizliğine kadar bir çok iş yaptırılmıştır ve hala yaptırılmaktadır.
Arkadaşlarımızın arasında ciddi sağlık problemi olup verilen işi yapamayacaklarını ifade edenlere ise, bu işi yapacaksan yap yoksa kapı orada gibi onur kırıcı sözler söylenerek yıllarca emek verdikleri işlerini bırakmaları noktasında ciddi baskı oluşturulmaktadır.
Bu güne geldiğimizde sevindirici olan şudur ki burada çok az sayıdaki arkadaşımız görevlerinin başına dönmüşlerdir.Ancak insan onuru ve haysiyetini kırıcı bu dayatmalar arkadaşlarımızın vicdanında ve onurunda onarılmaz yaralar açmıştır.Günlerce bizi uyutmayan, yemek yedirmeyen ,çocuklarımızın yüzüne bakarken bile, bizi kendimize yabancılaştıran bu uygulamaları asla unutmayacağız.
Hala,belediyenin farklı birimlerinde bekletilen, mesleki ve donanım açısından yeterli, işinin ehli olan bu arkadaşlarımızın bir an önce eski görevlerine verilmeleri ve daha fazla onurlarının kırılmaması gerekmektedir. Bu kent için gece gündüz demeden ,mesai mefhumu dinlemeden çalışan bu çalışma arkadaşlarımızı daha fazla incitmeyin,daha fazla kırmayın.
Yine yasal olarak emeklilik üst sınır yaşı 65 olmasına rağmen birçok memur arkadaşımız zorla emekli olmaya,emekli olmadıkları taktirde başka il ve ilçelere sürgün olarak geçici görevle gönderilmekle tehdit edilmektedirler. Ve bunun sonucunda bazı memurlar emeklilik dilekçelerini vermek zorunda bırakılmışlardır.
Aliağa kamuoyunda çalışmadan maaş alan personel algısı yaratılması mümkün değildir. Aliağa gibi emek yoğun bir kentte ,hangi bakkala, manava, lokantaya, berbere giderseniz gidin ,sokakta kiminle karşılaşırsanız karşılaşın işyeri değişiklikleri, istifa ve emekliliğe zorlama ve elbette özellikle işten çıkarmalar büyük bir tepki ile karşılanmaktadır.
İşverenin, işyerinde düzenlemeler yapması ve görev değişikliklerine gidebilir. Ancak bunu yaparken gerek memur , gerek işçilerin yetkili sendikalarının görüşlerinin alınması, çalışan açısından sıkıntı doğurmayacak şekilde hukuksal kurallara uyulması gerekmektedir. Bu görev değişikliklerinin memur ve işçileri emekli olmaya ya da istifaya zorlamanın bir aracı haline getirmenin karşılığı az öncede belirttiğimiz gibi Mobingtir. Mobing bir insanlık suçudur. Ve asla kabul edilemez.
Çıkış listelerin birilerinin elinde olduğu, çok daha fazla iş çıkışlarının olacağı söylentilerinin olduğu bir işyerinde iş barışından, huzurdan üretimden bahsetmek mümkün müdür? Ekonomik kriz, teknolojik gelişmelere bağlı olarak işgücü talebinde azalma gibi gerekçelerle çalışan belediye emekçilerinin iş akitleri fesh edilirken , diğer taraftan da belediyeden iş beklentisi içinde olan ve kesinlikle işe alınacağını söyleyen ve sıra bekleyenleri yan yana koyduğumuzda bahsedilen işten çıkarma gerekçeleri ne kadar inandırıcı olabilir?
Özellikle belediyede 10-15 yıldır çalışanların işten çıkarıldığını da göz önüne alırsak, asıl ödenecek kıdem ve ihbar tazminatları belediyeyi ciddi ekonomik bir sıkıntıya sokacaktır. Bütün bu nedenlerle işten çıkarmaların belediyenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntı ile ilgili olduğu gerekçesi bize mantıklı gelmemektedir.
Biz emekçilerin huzurunun olmadığı yerde kimsenin huzuru olmaz, bunun böyle bilinmesi gerekir! Elimizden aşımızı ekmeğimizi alıp, buna seyirci kalacağımızı ve sesimizi çıkarmayacağımızı düşünenler var ise Emekçilerin mücadele ile geçen tarihine göz atmanızda fayda vardır.EMEĞİMİZİ VE EKMEĞİMİZİ elimizden alamayacaksınız.
Ülkemizin içinden bulunduğu ekonomik konjoktürün ve buna bağlı olarak yaşadığımız ekonomik krizin bedeli biz emekçilere ödetilmek istenmektedir. Bundan bir Buçuk ay önce yanıbaşımızda Petrol-İş’e bağlı Tüpraş işçilerinin onurlu emek mücadelesini desteklerken,bizlerde benzer gerekçelerle bir mücadelenin içinde bulduk kendimizi. Ekonomik kriz ortamlarının klasik acı reçetesi işçi ve emekçi sınıfına çıkarılmaktadır.Bizler artık bu kılıf altında bize dayatılan gerekçeleri kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz.
Yüksek enflasyon nedeniyle emekçilerin maaşları neredeyse yarı yarıya düştü. Özellikle, KHK’yla taşerondan belediye şirketine geçen arkadaşlarımız çok daha büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Gerçek enflasyonun yüzde 40-45’lerı bulduğu günümüzde yüzde 4 +4 zamma, 5 TL öğle yemeğine mahkum edilerek iyice yoksullaştırılmışlardır. Bu da yetmezmiş gibi adete bir kambur gibi gösterilerek işten çıkarılmışlardır ve çıkarılmakla tehdit edilmektedirler.
Bizler buna rağmen hala köprüleri atmış değiliz, ortak akıl ve diyalog ile sorunların çözüleceğine inanıyoruz.
Sendikamız, işyerinin geleceği, sorunlarının çözümü ve huzurlu bir çalışma ortamının sağlanması konusunda her türlü diyaloğa ve desteğe hazırdır. Ancak, üyelerimizin mağdur edecek, onların ve ailelerinin yaşamlarını olumsuz etkileyecek, kanunlardan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan haklarını sıkıntıya sokabilecek her türlü uygulamanın da karşısında tek vücut olarak duracaktır.
Bizler Belediye yönetimine şu taleplerimizle buradan seslenmek istiyoruz.
*İşten çıkarılan arkadaşlarımız işlerine derhal iade edilsin
*İşyeri değişikliği yapılan arkadaşlarımız işlerinin başına gönderilsin.
*Mobinge dönük uygulamalardan derhal vazgeçilsin.
*Yaşam standartlarını aldıkları maaşa göre düzenleyen emekliliğine yaklaşmış çalışanların üzerindeki baskı ,tehdit ve mobinge bir an evvel son verilsin.
*Yürürlükte olan Toplu İş Sözleşmelerimiz üzerindeki gereksiz polemik ve yorumlara son verilsin.
Son birkaç günde ziyaret ettiğimiz Aliağa’nın demokratik kitle örgütlerini,siyasal partilerini, kurum ve kuruluşlarını yaşanan bu olaylar ile ilgili ziyaret ederek bilgilendirdik. Yaşanan bu durumdan rahatsızlık duyduklarını tarafımıza aktararak bizlere destek olacaklarını belirttiler.
Buradan bir kez daha Aliağa’nın demokratik kitle örgütlerni ,siyasal partilerini, kurum ve kuruluşlarını,Aliağa halkını atılan arkadaşlarımızın İŞLERİNE GERİ DÖNMEK için başlattıkları mücadeleye destek vermeye çağırıyoruz.”şeklinde konuştu
Demokrasi Meydanı’nda gerçekleştirilen açıklamaya DİSK Genel İş 5 Nolu Şube'ye bağlı Karşıyaka, Karabağlar, Buca, Konak, Çiğli, Dikili ve Aliağa Belediyelerinin Şube temsilcileri, Aliağa’da ki sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri katılım gösterdi. Meydanda açıklama öncesinde toplanan kalabalık halaylar çekip şarkılar söyledi.
Demokrasi Meydanı’nda gerçekleştirilen açıklamayı okuyan Genel-İş 5 Nolu Şube Sekreteri Deniz Şahin Gümüştekin şunları söyledi “ Bundan yaklaşık olarak 10 gün önce yine bu meydanda yaptığımız basın açıklaması ile Aliağa’da örgütümüz ve emek mücadelesi veren sendika üyelerimiz açısından kaygı verici gelişmelerin yaşandığına dikkat çeken bir basın açıklaması yapmıştık.
200’e yakın işçi arkadaşımızın Başkanlık genelgesiyle ‘asıl işkollarının bulunduğu müdürlüklere gönderildiğini ve bu arkadaşlarımız içerisinde yıllarca büro personeli olarak çalışan ve özellikle kadın arkadaşlarımızın hiçbir iş güvenliği eğitimi ve tedbiri alınmadan yazılı bir görevlendirme yapılmadan temizlik, park bahçe ve bayındırlık işlerinde çalıştırılmaya zorlandığını belirterek ,temizlik işlerinde çalışan altı arkadaşımızın hiçbir gerekçe gösterilmeden iş akitlerinin fesh edilmelerinin gerek iş kanunu gerekse diğer hukuki mevzuatlara aykırı olduğunu belirtip, bu yanlış kararlardan bir an önce dönülmesini talep etmiştik.
Ancak aradan geçen bu süre içerisinde diyaloğa ve barışa dönük taleplerimizi elinin tersiyle iten Aliağa Belediyesi yönetimi, 16 çalışma arkadaşımızın daha çalışma akitlerini fesh ederek iş barışına büyük bir darbe vurmayı tercih etmiştir.Bu süre içerisinde belediye hizmet alanlarının bazı noktalarını toplama kampı gibi kullanıp,çalışma arkadaşlarımızı odalara kapatarak, kendilerine gelecek ikinci bir emre kadar buralarda kalmaları söylenip, mimar-mühendis-vasıflı-vasıfız personel ayrımı yapmaksızın mobing uygulanarak ,eşya taşınmasından,tuvalet ve depo temizliğine kadar bir çok iş yaptırılmıştır ve hala yaptırılmaktadır.
Arkadaşlarımızın arasında ciddi sağlık problemi olup verilen işi yapamayacaklarını ifade edenlere ise, bu işi yapacaksan yap yoksa kapı orada gibi onur kırıcı sözler söylenerek yıllarca emek verdikleri işlerini bırakmaları noktasında ciddi baskı oluşturulmaktadır.
Bu güne geldiğimizde sevindirici olan şudur ki burada çok az sayıdaki arkadaşımız görevlerinin başına dönmüşlerdir.Ancak insan onuru ve haysiyetini kırıcı bu dayatmalar arkadaşlarımızın vicdanında ve onurunda onarılmaz yaralar açmıştır.Günlerce bizi uyutmayan, yemek yedirmeyen ,çocuklarımızın yüzüne bakarken bile, bizi kendimize yabancılaştıran bu uygulamaları asla unutmayacağız.
Hala,belediyenin farklı birimlerinde bekletilen, mesleki ve donanım açısından yeterli, işinin ehli olan bu arkadaşlarımızın bir an önce eski görevlerine verilmeleri ve daha fazla onurlarının kırılmaması gerekmektedir. Bu kent için gece gündüz demeden ,mesai mefhumu dinlemeden çalışan bu çalışma arkadaşlarımızı daha fazla incitmeyin,daha fazla kırmayın.
Yine yasal olarak emeklilik üst sınır yaşı 65 olmasına rağmen birçok memur arkadaşımız zorla emekli olmaya,emekli olmadıkları taktirde başka il ve ilçelere sürgün olarak geçici görevle gönderilmekle tehdit edilmektedirler. Ve bunun sonucunda bazı memurlar emeklilik dilekçelerini vermek zorunda bırakılmışlardır.
Aliağa kamuoyunda çalışmadan maaş alan personel algısı yaratılması mümkün değildir. Aliağa gibi emek yoğun bir kentte ,hangi bakkala, manava, lokantaya, berbere giderseniz gidin ,sokakta kiminle karşılaşırsanız karşılaşın işyeri değişiklikleri, istifa ve emekliliğe zorlama ve elbette özellikle işten çıkarmalar büyük bir tepki ile karşılanmaktadır.
İşverenin, işyerinde düzenlemeler yapması ve görev değişikliklerine gidebilir. Ancak bunu yaparken gerek memur , gerek işçilerin yetkili sendikalarının görüşlerinin alınması, çalışan açısından sıkıntı doğurmayacak şekilde hukuksal kurallara uyulması gerekmektedir. Bu görev değişikliklerinin memur ve işçileri emekli olmaya ya da istifaya zorlamanın bir aracı haline getirmenin karşılığı az öncede belirttiğimiz gibi Mobingtir. Mobing bir insanlık suçudur. Ve asla kabul edilemez.
Çıkış listelerin birilerinin elinde olduğu, çok daha fazla iş çıkışlarının olacağı söylentilerinin olduğu bir işyerinde iş barışından, huzurdan üretimden bahsetmek mümkün müdür? Ekonomik kriz, teknolojik gelişmelere bağlı olarak işgücü talebinde azalma gibi gerekçelerle çalışan belediye emekçilerinin iş akitleri fesh edilirken , diğer taraftan da belediyeden iş beklentisi içinde olan ve kesinlikle işe alınacağını söyleyen ve sıra bekleyenleri yan yana koyduğumuzda bahsedilen işten çıkarma gerekçeleri ne kadar inandırıcı olabilir?
Özellikle belediyede 10-15 yıldır çalışanların işten çıkarıldığını da göz önüne alırsak, asıl ödenecek kıdem ve ihbar tazminatları belediyeyi ciddi ekonomik bir sıkıntıya sokacaktır. Bütün bu nedenlerle işten çıkarmaların belediyenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntı ile ilgili olduğu gerekçesi bize mantıklı gelmemektedir.
Biz emekçilerin huzurunun olmadığı yerde kimsenin huzuru olmaz, bunun böyle bilinmesi gerekir! Elimizden aşımızı ekmeğimizi alıp, buna seyirci kalacağımızı ve sesimizi çıkarmayacağımızı düşünenler var ise Emekçilerin mücadele ile geçen tarihine göz atmanızda fayda vardır.EMEĞİMİZİ VE EKMEĞİMİZİ elimizden alamayacaksınız.
Ülkemizin içinden bulunduğu ekonomik konjoktürün ve buna bağlı olarak yaşadığımız ekonomik krizin bedeli biz emekçilere ödetilmek istenmektedir. Bundan bir Buçuk ay önce yanıbaşımızda Petrol-İş’e bağlı Tüpraş işçilerinin onurlu emek mücadelesini desteklerken,bizlerde benzer gerekçelerle bir mücadelenin içinde bulduk kendimizi. Ekonomik kriz ortamlarının klasik acı reçetesi işçi ve emekçi sınıfına çıkarılmaktadır.Bizler artık bu kılıf altında bize dayatılan gerekçeleri kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz.
Yüksek enflasyon nedeniyle emekçilerin maaşları neredeyse yarı yarıya düştü. Özellikle, KHK’yla taşerondan belediye şirketine geçen arkadaşlarımız çok daha büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Gerçek enflasyonun yüzde 40-45’lerı bulduğu günümüzde yüzde 4 +4 zamma, 5 TL öğle yemeğine mahkum edilerek iyice yoksullaştırılmışlardır. Bu da yetmezmiş gibi adete bir kambur gibi gösterilerek işten çıkarılmışlardır ve çıkarılmakla tehdit edilmektedirler.
Bizler buna rağmen hala köprüleri atmış değiliz, ortak akıl ve diyalog ile sorunların çözüleceğine inanıyoruz.
Sendikamız, işyerinin geleceği, sorunlarının çözümü ve huzurlu bir çalışma ortamının sağlanması konusunda her türlü diyaloğa ve desteğe hazırdır. Ancak, üyelerimizin mağdur edecek, onların ve ailelerinin yaşamlarını olumsuz etkileyecek, kanunlardan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan haklarını sıkıntıya sokabilecek her türlü uygulamanın da karşısında tek vücut olarak duracaktır.
Bizler Belediye yönetimine şu taleplerimizle buradan seslenmek istiyoruz.
*İşten çıkarılan arkadaşlarımız işlerine derhal iade edilsin
*İşyeri değişikliği yapılan arkadaşlarımız işlerinin başına gönderilsin.
*Mobinge dönük uygulamalardan derhal vazgeçilsin.
*Yaşam standartlarını aldıkları maaşa göre düzenleyen emekliliğine yaklaşmış çalışanların üzerindeki baskı ,tehdit ve mobinge bir an evvel son verilsin.
*Yürürlükte olan Toplu İş Sözleşmelerimiz üzerindeki gereksiz polemik ve yorumlara son verilsin.
Son birkaç günde ziyaret ettiğimiz Aliağa’nın demokratik kitle örgütlerini,siyasal partilerini, kurum ve kuruluşlarını yaşanan bu olaylar ile ilgili ziyaret ederek bilgilendirdik. Yaşanan bu durumdan rahatsızlık duyduklarını tarafımıza aktararak bizlere destek olacaklarını belirttiler.
Buradan bir kez daha Aliağa’nın demokratik kitle örgütlerni ,siyasal partilerini, kurum ve kuruluşlarını,Aliağa halkını atılan arkadaşlarımızın İŞLERİNE GERİ DÖNMEK için başlattıkları mücadeleye destek vermeye çağırıyoruz.”şeklinde konuştu