FOÇALI TURİZMCİDEN PANDEMİ MAĞDURU KEDİLERE BARINAK

FOÇALI TURİZMCİDEN PANDEMİ MAĞDURU KEDİLERE BARINAK
Editör: Aliağa Medya
22 Ocak 2021 - 23:46

İzmir’in Foça İlçesi’nde yaşayan turizmci Sebahattin Karaca çoğunluğu pandemi de bulaşa neden olur bahanesiyle evlerden sokağa atılan kediler için barınak yaptı. Barınakta revir, tedavi, rehabilitasyon, alışma odaları oluşturan Karaca sabah erken saatlerde motosikletine binerek, önce kedileri ziyaret ediyor, karınlarını doyuruyor, hasta ve tedavi sürecinde olanları kontrol ediyor, sonra işine gidiyor. Sebahattin Karaca besleyenlerin hayvanlarını sokağa bırakmamalarını, evde hayvan beslemek isteyenlerinde pet shoplardan değil sokakve barınaklardan sahiplenmelerini istiyor.

Sebahattin Karaca Foça’da 50 yıldır turizmle uğraşıyor. Seyahat acentesi  , kafe ve otel işletmeciliği ile yarım yüzyılı aşkın bir süredir ilçe ve ülke turizmine katkıda bulunuyor. Turizmciliğinin yanısıra yerli ve yabancı kaynaklardan derlediği yerel tarih araştırmalarını önce gazete ve dergilerde makaleler halinde yayınlıyor. Daha sonra kitaplaştırıyor. Antik dönemden Cumhuriyete, Aliağa ve Foça tarihi ile ilgili yayınlanmış kitapları var. 70 yaşındaki Sebahattin Karaca aynı zamanda iyi bir hayvansever. Bu işlerin arasında onları korumaya, kollamaya, tedavi etmeye ve beslemeye zaman ve bütçe ayırıyor. İşlettiği otelin önünde bulduğu  4 yavru kediye bakmakla başlayan hayvan sevgisi, onu pandemi döneminde sokaklara terkedilen onlarca kediye barınak yapmaya kadar götürdü.

Bulaş riski bahanesiyle sokağa bırakılan hayvan sayısının hızla arttığını belirten Sebahattin Karaca önce strafor köpüklerden yuvalar yaparak sorunu çözmeye çalıştığını ama aylar geçtikçe bunlarında yetersiz kaldığını gördüğünü söyledi. Sebahattin Karaca;” Onların su ve mama ihtiyacını sabahın erken saatinde buraya gelerek karşılıyorum. Bundan da büyük keyif alıyorum.  Çok mutlu oluyorum. Onların karınlarını doyurmadan kendim kahvaltı yapamıyorum. Buraya terkedilmiş özel bakıma muhtaç kediler var. Onların yeni hayatlarına uyum sağlamaları için kendi imkanlarımla bir barınak yaptım. En uçta hasta ve kısırlaştırılmış kediler için bir revir var. Orta kısımda onların yaşama alanları ve yuvaları var. Çiş ve kaka ihtiyaçlarını giderdikleri kum bölümü var. Bu kapalı alanda sokağa yeni atılmış ve çevreye uyum sürecini geçiren kediler barınıyor. Çevreye ve çeverdeki diğer hayvanlara alıştıktan sonra onları dışarıya salıveriyorum. “

HEPSİ PIRIL PIRLI BAKIMLI EV KEDİLERİYDİ

“Özellikle koronadan dolayı sokağa terkedilmiş çok sayıda kedi var. Bunlar hepsi pırıl pırıl, bakımlı kedilerdi.  Ama buraya atılıyorlar. Sokağa intibakları çok zor oluyor.  Diğer kediler tarafından dövülüyor, aç bırakılıyorlar. Kimi zaman gözleri kimi zaman yüzleri yara bere içinde kalıyorlar. Bunlara sahip çıkılmazsa önce psikolojileri bozuluyor. İçeriden başlayan yara bereler oluyor.  Keşke insanlar korkmasalardı.  Hayvanlardan korona hastalığı geçer korkusuyla her gün buraya birkaç kedi atıldı. “

SEVGİSİZ YAPILMAZ

“Bu iş göreceli bir istekle olmuyor.  İçten gelen bir sevgiyle oluyor.  Hayvan sevgisiyle oluyor.  Bu sevgi olmasa eğer hİç kİmse sabahın erken saatinde hemde geri planda bir yığın sorumluluğu olmasına rağmen buraya gelip onların suyu, maması, hastalığı, tedavisi,  bakımı, temizliğiyle ilgilenmez.  Bu tamamen sevgiyle ilgili bir şey. Bu alan bir kuruma ait. Aldığım geçici izinle bunları yaptım. “

HAYVANLARLA İLGİLENMEK İNSANIDA ÇOK RAHATLATIYOR

“Ben bir bilim insanı değilim. Ama gazetelerden, televizyonlardan, haberlerden izlediğim kadarıyla ev hayvanlarından korona hasatlığı geçmiyor. Maalesef pek çok aile yıllardır baktığı, kucak kucağa, yatağında, omuzunda birlikte yaşadığı kedileri, koronavirüse yakalanır diye sokaklara atıyor. Yazlıkçılar, bütün yaz sevdikleri  kedileri getirip bu bölgeye bırakıyorlar. Bunların olmaması için diyorum ki, bakamayacağımız kediyi köpeği almayın, sonra sokağa bırakmayın. Koronayı sebep gösterip terketmeyin. Çünkü bu hayvanlar çok perişanlık çekiyorlar. Çocuklarına veya kendilerine  hayvan alırken pet shoplardan değil, özellikle sokaklardan, bu gibi barınaklardan hayvan edinmeleri her şekilde daha iyi olur. Sokakta yaşayan hayvanlar sıcak bir yuvaya ve herşeyden önce insan sevgisine kavuşmuş olurlar. Bir insanın mesleği ne olursa olsun,  hayvanlara azıcık zaman ayırması, onlarla biraz ilgilenmesi, onlara şevkat göstermesi, onların hastalığıyla, yaşamlarıyla biraz ilgilenmesi, insanı da çok rahatlatıyor aslında. O bakımdan herkese tavsiye ederim ” dedi.

Seyfi GÜL