FOÇALI 35 YILLIK MUHTARDAN VEDA
İzmir’in Foça İlçesi’nin merkezindeki üç mahalleden bir olan İsmetpaşa Mahallesi’nin 35 yıllık muhtarı 86 yaşındaki Mahmut Irmak ısrarlara rağmen aday olmadı
Editör: Aliağa Medya
28 Mart 2019 - 15:01
İzmir’in Foça İlçesi’nin merkezindeki üç mahalleden bir olan İsmetpaşa Mahallesi’nin 35 yıllık muhtarı 86 yaşındaki Mahmut Irmak ısrarlara rağmen aday olmadı. Irmak; “Görevi gençlere devretmenin zamanı geldi. Yaş haddinden emekli oluyorum” esprili cevaplarıyla muhtarlığa vedaya hazırlanıyor.
12 Aralık 1933 tarihinde Foça’da doğan, evli, iki çocuk 4 torun sahibi muhtar, yaşına rağmen sabah 08.00’de muhtarlık bürosunun kapısını açıyor. Akşam 17.00’ye kadar kimi mahalle sakinlerinin derdini dinliyor, kimilerinin muhtarlık yetkisindeki bürokratik işlemlerini hallediyor. Davetli olduğu sosyal etkinliklere katılıyor. Resmi törenlerde ve toplantılarda mahallesini temsil ediyor. İlgisi, dinçliği ve enerjisiyle mahallelinin gönlünü her gün yeniden kazanmaya devam ediyor. Ancak devam etmesi tekliflerine “Yaşım 86. Seçilirsem 5 yıl sonra 91 olacak. Elim ayağım titreyerek bu işi yapmak istemem” diye cevap veriyor.
[caption id="attachment_15407" align="alignnone" width="300"] OLYMPUS DIGITAL CAMERA[/caption]
İlkokulu bitirdikten sonra bakkal dükkanına 50 kuruş yevmiye ile çırak girerek çalışma hayatına başladığını, kalfa ve ustalığın ardından patron da olduğunu, 36 ay askerlik yaptığını, dönüşte aynı bakkal dükkanından sonra tuhafiye dükkanında, fırında çalıştığını belirten Mahmut Irmak ilçenin siyasi yaşamında da yerini aldığını anlattı. Mahmut Irmak; “Belediye Azası oldum. Hasan Onay zamanında Belediye Başkan Vekilliği yaptım. Muhtarlığa 1984 yılında Anavatan Partisi’nden Belediye Başkanı seçilen Serdar Mersin’le aynı dönemde başladım. 2019 yılında da muhtarlığa CHP’li Gökhan Demirağ ile veda ediyorum.”.
YAŞAYAN ADAMI ÖLDÜ BİLDİRDİK SONRA DİRİLTTİK
“Evliyim. İki çocuğum var. Oğlum doktor. Kızım hemşire. Onlardan 4’te torunum var. Muhtarlıkta pek çok ilginç anım var. Birisini hiç unutamam. O zamanlar ölenleri, askere gidenleri, dönenleri biz bildiriyorduk nüfus idaresine, seçim kuruluna. Mahallemde tanınan Selçuk Bey isminde biri vardı. Onun sokağında biri vefat etmiş. Teyit etmek için o sokakta oturan mahallenin büyüklerinden Sabri Bey’e sordum. “Sabri Bey” dedim. “Sizin sokakta ölen biri var kimdir”. “Selçuk Bey” diye cevap verdi. “İyi biliyormusun, eminmisin” diye tekrar sordum. “Biliyorum” dedi. Bunun üzerine bende Selçuk bey öldü diye gereken yerlere bildirdim. Seçim zamanı geldi. Seçmen kağıtlarını dağıtıyoruz. Baktım kapıya Selçuk Bey çıktı geldi. Başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. “Mahmut Bey ben kağıdımı almaya geldim” dedi. Durumu kurtarmak için “Abi” dedim. “Kağıtların hepsi birlikte verilmedi. Peyder pey veriliyor. Seninkini takip ediyorum. Evini biliyorum. Merak etme alıp sana getiririm.” Dedim. “Peki” dedi gitti. Doğru seçim kuruluna gittim. Böyle böyle biz bir halt ettik. Selçuk beyi öldü diye gösterdik. Ölmemiş yandaki komşusu ölmüş. Ona bir çizik çekin Selçuk Bey’i yazıverin buraya. Benimde başım derde girmesin” dedim. Evvela “olmaz” dediler. Sonra hakim bey insafa geldi. Öleni çizdi, sağ olana seçmen kağıdı düzenlendi. Dünyalar benim oldu. En büyük hatıram bu. Yaşayan birini öldü göstermek. Ondan sonra diriltmek.”
35 YILDA ALDIĞIM İZİN İKİ AY’I GEÇMEZ
“ Bu işi severek yapıyorum. Bugüne kadar her sabah kalktım. İlk gün başladığım gibi aynı şevkle görevimin başına geldim. Aynı sevgiyle, istekle işimi yaptım. 35 yılda aldığım izin süresi bir buçuk 2 ay’ı geçmez. O da geçirdiğim iki ayrı ameliyat içindir.”
MUHTAR VATANDAŞLA DEVLET ARASINDA KÖPRÜDÜR
“Yeni Muhtarlara derim ki, bu işte para değil, hizmet ve onun manevi hazzı çok önemlidir. Muhtarlık dediğimiz iş bir köprüdür. Vatandaşla devlet arasında bir köprüdür. Vatandaş dertlerini en yakınındaki Muhtar’ına getirir. Muhtar o dertleri kayda alır. Belediye ile görülecek ise belediyeye gider. Kaymakamlıkta çözülecekse kaymakamlığa gider. Daha yüksek yerlere ise yazar. Çözüm arar. Tam anlamıyla vatandaşla devlet arasında köprüdür. Bu işe böyle başladım, böyle de bitiriyorum.”
EL AYAK TİTREYEREK GÖZLÜKLE BASTONLA YAPMAK İSTEMEM
“Artık gençlere bırakma zamanının geldiğini düşünüyorum. Bir dahaki seçime 91 yaşımda olacağım. Elim ayağım titreyerek, gözlüklerle, bastonlarla bu işi devam ettirmek istemem. Elim ayağım tutarken bu işi bırakayım istedim. Belki sigortası filan olmayan biri kazanır seçimi. Hem sigortalanır. Hem de devlete millete hizmet eder. Daha iyi olur kanaatindeyim. Ben nasılsa Bağ Kur’luyum. Bundan sonra artık kendime göre bir program yapacağım. Yeni bir yol haritası çizeceğim. 35 yıllık muhtarlık ta neler geldi neler geçti” dedi.
Seyfi GÜL/FOÇa
12 Aralık 1933 tarihinde Foça’da doğan, evli, iki çocuk 4 torun sahibi muhtar, yaşına rağmen sabah 08.00’de muhtarlık bürosunun kapısını açıyor. Akşam 17.00’ye kadar kimi mahalle sakinlerinin derdini dinliyor, kimilerinin muhtarlık yetkisindeki bürokratik işlemlerini hallediyor. Davetli olduğu sosyal etkinliklere katılıyor. Resmi törenlerde ve toplantılarda mahallesini temsil ediyor. İlgisi, dinçliği ve enerjisiyle mahallelinin gönlünü her gün yeniden kazanmaya devam ediyor. Ancak devam etmesi tekliflerine “Yaşım 86. Seçilirsem 5 yıl sonra 91 olacak. Elim ayağım titreyerek bu işi yapmak istemem” diye cevap veriyor.
[caption id="attachment_15407" align="alignnone" width="300"] OLYMPUS DIGITAL CAMERA[/caption]
İlkokulu bitirdikten sonra bakkal dükkanına 50 kuruş yevmiye ile çırak girerek çalışma hayatına başladığını, kalfa ve ustalığın ardından patron da olduğunu, 36 ay askerlik yaptığını, dönüşte aynı bakkal dükkanından sonra tuhafiye dükkanında, fırında çalıştığını belirten Mahmut Irmak ilçenin siyasi yaşamında da yerini aldığını anlattı. Mahmut Irmak; “Belediye Azası oldum. Hasan Onay zamanında Belediye Başkan Vekilliği yaptım. Muhtarlığa 1984 yılında Anavatan Partisi’nden Belediye Başkanı seçilen Serdar Mersin’le aynı dönemde başladım. 2019 yılında da muhtarlığa CHP’li Gökhan Demirağ ile veda ediyorum.”.
YAŞAYAN ADAMI ÖLDÜ BİLDİRDİK SONRA DİRİLTTİK
“Evliyim. İki çocuğum var. Oğlum doktor. Kızım hemşire. Onlardan 4’te torunum var. Muhtarlıkta pek çok ilginç anım var. Birisini hiç unutamam. O zamanlar ölenleri, askere gidenleri, dönenleri biz bildiriyorduk nüfus idaresine, seçim kuruluna. Mahallemde tanınan Selçuk Bey isminde biri vardı. Onun sokağında biri vefat etmiş. Teyit etmek için o sokakta oturan mahallenin büyüklerinden Sabri Bey’e sordum. “Sabri Bey” dedim. “Sizin sokakta ölen biri var kimdir”. “Selçuk Bey” diye cevap verdi. “İyi biliyormusun, eminmisin” diye tekrar sordum. “Biliyorum” dedi. Bunun üzerine bende Selçuk bey öldü diye gereken yerlere bildirdim. Seçim zamanı geldi. Seçmen kağıtlarını dağıtıyoruz. Baktım kapıya Selçuk Bey çıktı geldi. Başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. “Mahmut Bey ben kağıdımı almaya geldim” dedi. Durumu kurtarmak için “Abi” dedim. “Kağıtların hepsi birlikte verilmedi. Peyder pey veriliyor. Seninkini takip ediyorum. Evini biliyorum. Merak etme alıp sana getiririm.” Dedim. “Peki” dedi gitti. Doğru seçim kuruluna gittim. Böyle böyle biz bir halt ettik. Selçuk beyi öldü diye gösterdik. Ölmemiş yandaki komşusu ölmüş. Ona bir çizik çekin Selçuk Bey’i yazıverin buraya. Benimde başım derde girmesin” dedim. Evvela “olmaz” dediler. Sonra hakim bey insafa geldi. Öleni çizdi, sağ olana seçmen kağıdı düzenlendi. Dünyalar benim oldu. En büyük hatıram bu. Yaşayan birini öldü göstermek. Ondan sonra diriltmek.”
35 YILDA ALDIĞIM İZİN İKİ AY’I GEÇMEZ
“ Bu işi severek yapıyorum. Bugüne kadar her sabah kalktım. İlk gün başladığım gibi aynı şevkle görevimin başına geldim. Aynı sevgiyle, istekle işimi yaptım. 35 yılda aldığım izin süresi bir buçuk 2 ay’ı geçmez. O da geçirdiğim iki ayrı ameliyat içindir.”
MUHTAR VATANDAŞLA DEVLET ARASINDA KÖPRÜDÜR
“Yeni Muhtarlara derim ki, bu işte para değil, hizmet ve onun manevi hazzı çok önemlidir. Muhtarlık dediğimiz iş bir köprüdür. Vatandaşla devlet arasında bir köprüdür. Vatandaş dertlerini en yakınındaki Muhtar’ına getirir. Muhtar o dertleri kayda alır. Belediye ile görülecek ise belediyeye gider. Kaymakamlıkta çözülecekse kaymakamlığa gider. Daha yüksek yerlere ise yazar. Çözüm arar. Tam anlamıyla vatandaşla devlet arasında köprüdür. Bu işe böyle başladım, böyle de bitiriyorum.”
EL AYAK TİTREYEREK GÖZLÜKLE BASTONLA YAPMAK İSTEMEM
“Artık gençlere bırakma zamanının geldiğini düşünüyorum. Bir dahaki seçime 91 yaşımda olacağım. Elim ayağım titreyerek, gözlüklerle, bastonlarla bu işi devam ettirmek istemem. Elim ayağım tutarken bu işi bırakayım istedim. Belki sigortası filan olmayan biri kazanır seçimi. Hem sigortalanır. Hem de devlete millete hizmet eder. Daha iyi olur kanaatindeyim. Ben nasılsa Bağ Kur’luyum. Bundan sonra artık kendime göre bir program yapacağım. Yeni bir yol haritası çizeceğim. 35 yıllık muhtarlık ta neler geldi neler geçti” dedi.
Seyfi GÜL/FOÇa