FOÇA KİTAP GÜNLERİ DEVAM EDİYOR
Editör: Aliağa Medya
30 Temmuz 2021 - 00:19
Foça Belediyesi ve Sakin Kitap’ın birlikte düzenlediği Foça Kitap Günlerine, Hüsnü Arkan ve Sait Almış konuk oldu.
1978’den beri arkadaş olan iki sanatçı, imza öncesindeki söyleşide, yazdıkları kitaplar ve genel konular hakkında kitapseverlerin yönelttiği soruları cevaplandırdı.
Foça’yı yaşayıp Foça’yı yazan bir kişiyim
Sözlü tarih çalışmaları yapan ve yakın zamanda ‘Hangimizin Yarası Yok Ki’ isimli Foça öyküleri kitabı yayınlanan Sait Almış; ‘‘96’dan beri Foça’yı yaşayıp Foça’yı yazan bir kişiyim. Öykü kitabımı okuyan arkadaşlar da fark etmiştir. Yaşamadan Foça’yı yazmak mümkün değil. Foça’nın kent kültürünü oluşturmak konusunda küçük de olsa bir katkı yapmaya çalışıyorum. Bundan sonra da Foça hakkında yazmayı düşünüyorum.’’dedi.
Nöroloji Doktoru olarak uzun yıllar yöredeki insanlara sağlık vermiş olan Sait Almış, nöro psikiyatrist açıdan insan analizlerinden oluşacak bir çalışma yapar mısınız sorusuna, öykülerde mümkün olamayacağını ancak belki ileride yazacağı roman çalışmasında bunu deneyebileceği cevabını verdi.
Öğrendikçe cahillik artıyor
Müzikal çalışmalarıyla da bilinip çok sevilen Hüsnü Arkan, iyi yazar olmak için çalışmak mı yetenek mi gerekli sorusunu; ‘‘Sanatla uğraşmak bir anlam, bir lütuf falan değil. Sonuçta bir yeteneğiniz elbette olmalı. Daha doğrusu bu yetenek olarak adlandırılabilir mi? Onu da bilmiyorum, yetenekli miyim değil miyim ona da çok takmamak lazım. Bir ilginiz olmalı her şeyden önce. Bir anlatıma, bir ifadeye, anlattıklarınızın karşınızdaki kişiye geçmesine. Bütün bu ilişkilerin toplamına bir ilgi duymanız lazım. Bunun yanında da şu olabilir. Belki bir beğenilme arzusu olabilir. Birçok sanatçıda vardır bu, bende de vardır herhalde. Bu iş birikiminizle ve çalışmakla alakalı daha çok. Yetenek vardır Allah’ın bir lütfu ama ancak çalışmakla bunun geliştirilebilir olduğuna inanıyorum. Çalışmak da günde birkaç saat bakıp geçmek değildir. Yani normal iş gibi bunu masaya oturup, günde 8 saat 10 saat 15 saat çalışmanız lazım. Bu herkes için böyledir sanıyorum.’’ diyerek yanıtladı.
Yazmanın zevk ya da acı veren bir süreç olup olmadığı sorusunu, Hüsnü Arkan; ‘‘Yazmakla öğrenen bir insanım. Bir nevi ben de öğrenim görüyorum hala ve o da keyifli bir iş. Bir de projeyi oluştururken de genellikle bilgili olmadığım alanları seçiyorum. Nasreddin’i yazdım en son. 13. Yüzyıl hakkında hiçbir şey bilmiyordum ben. Yaklaşık 2 yıllık bir okuma sürecim oldu. O sürecin sonunda bir şeyler öğrendim belki, çünkü hala da öğrendikçe cahillik artıyor. Yani hiçbir şey bilmiyordum ve bir şeyler öğrendim bu sayede. Benim tek kazanımım bu ve bu da değerli bir kazanım benim için. Zevk alınacak bir kazanım çünkü bir şeyler öğrenmek ihtiyacım var hala benim ve bunu gidermeye çalışıyorum. Herhalde böyle de devam edecek.’’ derken, Sait Almış; ‘‘12 Eylül dönemini yaşayan insanları yazarken, acı çekip ağladığım geceler oldu. Sözlü tarih ve gerçek yaşayanlar olduğu için anlatılanları yazmak zordu.’’ şeklinde yanıtladı.
800 yıl gerideyiz
Hüsnü Arkan, Nasreddin’de Anadolu’nun orta çağına gidiyorsunuz. Kitapla bugüne ne gönderiyorsunuz, günümüzle ilgili ne söylüyorsunuz? sorusuna karşılık olarak;
‘‘Anadolu orta çağı 1100’de başlayarak 1400’e kadar süren, özellikle Selçuklu devri sanıldığı gibi oradan oraya göçlerin olduğu, köhne çökmüş sistemin olduğu bir çağ değil. Göçler var, yani Dünya tarihinin en büyük göçlerinden biri var, 200 yıl sürmüş. Ama bütün bunların içinde, Anadolu’nun görüp görebileceği en yüksek kültürel düzey var Anadolu’da. Yani 100 tane büyükşehir var, çok büyük bir ticari bir ağ var. Bu ticari ağın içinde imarethaneler var, kervansaraylar var. Yani bunları bugün bile örgütlemek çok kolay değil… Birçok şiir akımının çıktığı bir çağ. Çok zengin bir çağ kültürel olarak. Bugün yapılan otellere bakın, birde o gün yapılan kervansaraylara bakın, arada gerçekten 800 yıllık bir fark var. Ama gerideyiz 800 yıl, öyle bir durum var ortada.’’dedi.
Söyleşinin sonunda Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz, Hüsnü Arkan ve Sait Almış’a Foça Kitap Günlerine katkıları için teşekkür etti.
Beşkapılar Kalesindeki Foça Kitap Günleri, 15 Ağustos’a kadar şair ve yazarların katılacağı imza ve söyleşilerle devam edecek.
1978’den beri arkadaş olan iki sanatçı, imza öncesindeki söyleşide, yazdıkları kitaplar ve genel konular hakkında kitapseverlerin yönelttiği soruları cevaplandırdı.
Foça’yı yaşayıp Foça’yı yazan bir kişiyim
Sözlü tarih çalışmaları yapan ve yakın zamanda ‘Hangimizin Yarası Yok Ki’ isimli Foça öyküleri kitabı yayınlanan Sait Almış; ‘‘96’dan beri Foça’yı yaşayıp Foça’yı yazan bir kişiyim. Öykü kitabımı okuyan arkadaşlar da fark etmiştir. Yaşamadan Foça’yı yazmak mümkün değil. Foça’nın kent kültürünü oluşturmak konusunda küçük de olsa bir katkı yapmaya çalışıyorum. Bundan sonra da Foça hakkında yazmayı düşünüyorum.’’dedi.
Nöroloji Doktoru olarak uzun yıllar yöredeki insanlara sağlık vermiş olan Sait Almış, nöro psikiyatrist açıdan insan analizlerinden oluşacak bir çalışma yapar mısınız sorusuna, öykülerde mümkün olamayacağını ancak belki ileride yazacağı roman çalışmasında bunu deneyebileceği cevabını verdi.
Öğrendikçe cahillik artıyor
Müzikal çalışmalarıyla da bilinip çok sevilen Hüsnü Arkan, iyi yazar olmak için çalışmak mı yetenek mi gerekli sorusunu; ‘‘Sanatla uğraşmak bir anlam, bir lütuf falan değil. Sonuçta bir yeteneğiniz elbette olmalı. Daha doğrusu bu yetenek olarak adlandırılabilir mi? Onu da bilmiyorum, yetenekli miyim değil miyim ona da çok takmamak lazım. Bir ilginiz olmalı her şeyden önce. Bir anlatıma, bir ifadeye, anlattıklarınızın karşınızdaki kişiye geçmesine. Bütün bu ilişkilerin toplamına bir ilgi duymanız lazım. Bunun yanında da şu olabilir. Belki bir beğenilme arzusu olabilir. Birçok sanatçıda vardır bu, bende de vardır herhalde. Bu iş birikiminizle ve çalışmakla alakalı daha çok. Yetenek vardır Allah’ın bir lütfu ama ancak çalışmakla bunun geliştirilebilir olduğuna inanıyorum. Çalışmak da günde birkaç saat bakıp geçmek değildir. Yani normal iş gibi bunu masaya oturup, günde 8 saat 10 saat 15 saat çalışmanız lazım. Bu herkes için böyledir sanıyorum.’’ diyerek yanıtladı.
Yazmanın zevk ya da acı veren bir süreç olup olmadığı sorusunu, Hüsnü Arkan; ‘‘Yazmakla öğrenen bir insanım. Bir nevi ben de öğrenim görüyorum hala ve o da keyifli bir iş. Bir de projeyi oluştururken de genellikle bilgili olmadığım alanları seçiyorum. Nasreddin’i yazdım en son. 13. Yüzyıl hakkında hiçbir şey bilmiyordum ben. Yaklaşık 2 yıllık bir okuma sürecim oldu. O sürecin sonunda bir şeyler öğrendim belki, çünkü hala da öğrendikçe cahillik artıyor. Yani hiçbir şey bilmiyordum ve bir şeyler öğrendim bu sayede. Benim tek kazanımım bu ve bu da değerli bir kazanım benim için. Zevk alınacak bir kazanım çünkü bir şeyler öğrenmek ihtiyacım var hala benim ve bunu gidermeye çalışıyorum. Herhalde böyle de devam edecek.’’ derken, Sait Almış; ‘‘12 Eylül dönemini yaşayan insanları yazarken, acı çekip ağladığım geceler oldu. Sözlü tarih ve gerçek yaşayanlar olduğu için anlatılanları yazmak zordu.’’ şeklinde yanıtladı.
800 yıl gerideyiz
Hüsnü Arkan, Nasreddin’de Anadolu’nun orta çağına gidiyorsunuz. Kitapla bugüne ne gönderiyorsunuz, günümüzle ilgili ne söylüyorsunuz? sorusuna karşılık olarak;
‘‘Anadolu orta çağı 1100’de başlayarak 1400’e kadar süren, özellikle Selçuklu devri sanıldığı gibi oradan oraya göçlerin olduğu, köhne çökmüş sistemin olduğu bir çağ değil. Göçler var, yani Dünya tarihinin en büyük göçlerinden biri var, 200 yıl sürmüş. Ama bütün bunların içinde, Anadolu’nun görüp görebileceği en yüksek kültürel düzey var Anadolu’da. Yani 100 tane büyükşehir var, çok büyük bir ticari bir ağ var. Bu ticari ağın içinde imarethaneler var, kervansaraylar var. Yani bunları bugün bile örgütlemek çok kolay değil… Birçok şiir akımının çıktığı bir çağ. Çok zengin bir çağ kültürel olarak. Bugün yapılan otellere bakın, birde o gün yapılan kervansaraylara bakın, arada gerçekten 800 yıllık bir fark var. Ama gerideyiz 800 yıl, öyle bir durum var ortada.’’dedi.
Söyleşinin sonunda Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz, Hüsnü Arkan ve Sait Almış’a Foça Kitap Günlerine katkıları için teşekkür etti.
Beşkapılar Kalesindeki Foça Kitap Günleri, 15 Ağustos’a kadar şair ve yazarların katılacağı imza ve söyleşilerle devam edecek.