Çocuk işçiliğinin sorunları İzmir'de masaya yatırıldı.

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin katkıları ile  “Çocuk Hakları ve İş İlkeleri”

Çocuk işçiliğinin sorunları İzmir'de masaya yatırıldı.
Editör: Aliağa Medya
25 Nisan 2018 - 20:03


Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin katkıları ile  “Çocuk Hakları ve İş İlkeleri” konulu eğitim programı düzenledi.

İzmir Birliği’nin organizasyonu altında esnaf teşkilatının büyük katılım gösterdiği toplantıda, çocuk işçiliği alanında yaşanılan sıkıntılar ana temayı oluşturdu.

İki gün süren programın ilk gününde oda başkan ve yöneticilerine, ikinci gününde oda genel sekreterlerine çocuk işçiliği ile ilgili kapsamlı eğitimler verildi. Milli Eğitim Müdürlüğü, SGK ve İş-Kur yetkililerinin ve uzmanlarının da katıldığı eğitimlerde İzzet Çevik ve Öner Doğan tarafından sunumlar yapıldı. Toplantıların sonunda katılımcılara eğitim sertifikaları törenle verildi.

 

İzmir pilot il

Eğitim programının temelinin Antalya’da yapılan toplantıda atıldığını hatırlatan İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB) Başkanı Zekeriya Mutlu, ‘TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken ile UNİCEF temsilcilerinin katılımlarıyla Antalya’da yapılan toplantıda İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği olarak yer almış ve projeye ilişkin görüşlerimizi sunmuştuk.

Netice itibarıyla, program kapsamında belirlenen on pilot il arasında İzmir’in de yer alması, teşkilatımız tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Bu vesile ile genel başkanımız Bendevi Palandöken’in şahsında toplantıya emeği geçen herkese teşkilatım adına teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca İESOB bünyesinde iki uzmanımız ‘Kolaylaştırıcı Personel’ olmuştur. Uzmanlarımız çocuk işçiliğinin azaltılması, çırakların daha iyi şartlarda mesleki eğitim alması için odalara rehberlik edeceklerdir’ diye konuştu.

 

Uluslararası çalışmalar

Uluslararası alanda çocuk işçilerin haklarının korunması için önemli çalışmaların yapıldığını belirten Başkan Mutlu, ‘Çocuk işçi; sosyo-ekonomik konumları gereği maddi kazanç elde etmek veya meslek edinmek amacıyla çeşitli iş kollarında, tarım sektöründe ve marjinal çalışma alanlarında üretime katılan 18 yaşından küçük bireyler olarak tanımlanmaktadır.  Çocuk çalışanları korumaya yönelik düşünceler, 1919 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) nün kurulmasıyla filizlenmiş,  son on beş yılda da yoğun aktivitelerle gündemde tutulmuştur. Ancak tüm bu çabalara rağmen ideal çevreyi oluşturma ve istismarları önleme noktasında istenilen seviyeye ulaşılamamıştır.’ dedi.

Esnafın hassasiyeti

Çocuk işçiliği ile mücadelede esnaf teşkilatlarının üzerine düşen ödevleri layıkıyla yerine getirdiklerine dikkat çeken Mutlu, ‘ Kuruluş kanunumuz olan 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu uyarınca, işyerlerinde 18 yaşın altındaki çocuk ve gençlere pratik meslek eğitimi verilmektedir. Okulda verilen mesleki eğitimin tamamlayıcısı olarak işyerlerinde sunulan pratik eğitimin esas ve usulleri bu iki temel yasa ile düzenlenmiştir. Esnaf ve sanatkarlar teşkilatı, geleceğin kalifiye işgücünü yetiştirmek amacıyla çocuk ve gençlere işletmelerde pratik eğitim verilmesi konusuna kendi kuruluş kanununda yer veren, görev ve sorumluluk üstlenen meslek kuruluşlarına sahiplerdir ve bu alanda tektir.

Özellikle “Pratik Eğitimin Verileceği İşyerleri ve Bunların Denetimine İlişkin Yönetmelik” uyarınca oda, Birlik ve TESK düzeyinde kurulan işyeri denetleme ve danışmanlık grupları (İDDG), çocuk işçiliği ile mücadelede teşkilatımıza yüklenen misyonun önemli bir parçasıdır.’ diye konuştu.

Çıraklar işçi değil öğrencidir

Çırak bulmakta zorlandıklarını da dile getiren Mutlu sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Aileler çocuklarının avukat veya doktor gibi mesleklere sahip olmasını istemekte, insanlar evlatlarını artık eskisi gibi sanayiye, tornacıya çırak vermemektedirler. Türkiye, kalkınmaya güç veren, gelişimin önünü açan üretim faktörüne, üreten işletmelere daha fazla önem vermek zorundadır. O nedenle çocukların esnaf sanatkar olarak yetişmesi, mesleki eğitime ağırlık verilerek reel sektöre katkı verecek kalifiye eleman açığının kapatılması öncelikli olmalıdır. Esnaf sanatkarlarımız da yanlarında çalışan çocukları, çırakları ailelerinin bir parçası, kendi evlatları gibi görmektedirler. Ahilik geleneğinden gelen anlayışla çıraklarına, kalfalarına meslek öğretmekte, onları ekonomiye ve topluma kazandırmaktadırlar.’