Aliağa 'da Eğitim Sendikalarından Şiddete Karşı Ortak Eylem
Editör: Aliağa Medya
10 Mayıs 2024 - 16:12
Aliağa'da bulunan eğitim sendikaları, İstanbul Eyüpsultan'da özel bir lisenin müdürü İbrahim Oktugan'ın yabancı uyruklu bir öğrencinin silahlı saldırısı sonucu öldürülmesine tepki gösterdi. Öğretmenlere yönelik şiddeti kınamak amacıyla bir araya geldiler. Eğitim sendikaları, şiddete karşı cezai ve hukuki tedbirlerin alınmasını talep etti ve eğitim çalışanlarına güvence sağlanmasını istedi.
Hürriyetçi Eğitim Sen, Eğitim-İş, Eğitim-Sen ve Türk Eğitim Sen ilçe temsilcilikleri, "Eğitimde Şiddete Hayır" şiarıyla Hükümet Konağı önünde ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklaması öncesinde, hayatını kaybeden tüm eğitimciler ve İbrahim Oktugan için saygı duruşunda bulunuldu. Eğitim İş 7 Nolu Şube Başkanı Mustafa Gök'ün açılış konuşmasının ardından Eğitim İş Aliağa Temsilcisi Samet Arıcıoğlu, Eğitim Sen Aliağa Temsilcisi Yalçın Aydın, Türk Eğitim Sen Aliağa Temsilcisi Sevde Türer ve Hürriyetçi Eğitim Sen Aliağa Temsilcisi Kerem Kesbiç basın açıklamasını birlikte okudular.
Acil Eylem ve Reform Çağrısı
Eğitim Sendikaları, açıklamalarında “İtibardan tasarruf’ olmuyor da güvenlikten olur mu?! Gerekli adımların atılması için daha kaç eğitim emekçisinin, kaç öğrencinin can vermesi gerekiyor?" diyerek, eğitim alanında güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiğini vurguladı. Açıklamada, özel ve devlet okulları dahil tüm eğitim kurumlarının güvenliğinin sağlanması, faillerin caydırıcı şekilde cezalandırılması, toplumsal şiddeti teşvik eden içeriklerin denetlenmesi ve eğitim müfredatında şiddetin yanlış olduğunu öğreten derslerin yer alması gerektiğine dikkat çekildi. "Özel ya da devlet okulu ayırmaksızın, tüm okulların güvenliği derhal sağlanmalıdır. Devleti yönetenler hem devlet okullarını güvenli hale getirmeli, kadrolu güvenlik personeli atamalı ve giriş kapılarına dedektörler koymalıdır. Özel okullarda da aynı güvenlik önlemlerinin alınması şart koşulmalı ve bu konuda sıkça denetim yapılmalıdır," ifadeleriyle, güvenlik önlemlerinin acilen artırılması çağrısında bulunuldu.
Eğitim Camiasının Talepleri
Eğitim sendikalarının açıklamasında: "Özel ya da devlet okulu ayırmaksızın, tüm okulların güvenliği derhal sağlanmalıdır. Devleti yönetenler hem devlet okullarını güvenli hale getirmeli, kadrolu güvenlik personeli atamalı ve giriş kapılarına dedektörler koymalıdır. Özel okullarda da aynı güvenlik önlemlerinin alınması şart koşulmalı ve bu konuda sıkça denetim yapılmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalı, bunun yasal altyapısı yoksa derhal oluşturulmalıdır. Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır. İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içerik doldurulan müfredat yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten toplumsal yaşam dersleri içeren programlar hazırlanmalıdır" denildi.
Milli Eğitim Bakanı'nın açıklamalarında eğitim sisteminde yaşanan olumsuzlukların temel nedeni olarak öğretmenleri işaret ettiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "CİMER uygulamasının veliler tarafından bir baskı aracı olarak kullanılması, Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim alanındaki sorunlara çözüm bulmak yerine öğretmenleri ve idarecileri veli ile öğrencilerin karşısında tek sorumlu olarak bırakması, mevcut duruma zemin hazırlamıştır." İfadeleri kullanıldı
Basın açıklamasının ardından eğitimciler, sendikalar, açıklamaya destek veren sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler ve vatandaşlar sloganlar eşliğinde Demokrasi Meydanı'na yürüyüşe geçtiler. Eğitimciler meydanda önlüklerini ve tepkilerini gösteren pankartlarını bıraktı.
Hürriyetçi Eğitim Sen, Eğitim-İş, Eğitim-Sen ve Türk Eğitim Sen ilçe temsilcilikleri, "Eğitimde Şiddete Hayır" şiarıyla Hükümet Konağı önünde ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklaması öncesinde, hayatını kaybeden tüm eğitimciler ve İbrahim Oktugan için saygı duruşunda bulunuldu. Eğitim İş 7 Nolu Şube Başkanı Mustafa Gök'ün açılış konuşmasının ardından Eğitim İş Aliağa Temsilcisi Samet Arıcıoğlu, Eğitim Sen Aliağa Temsilcisi Yalçın Aydın, Türk Eğitim Sen Aliağa Temsilcisi Sevde Türer ve Hürriyetçi Eğitim Sen Aliağa Temsilcisi Kerem Kesbiç basın açıklamasını birlikte okudular.
Acil Eylem ve Reform Çağrısı
Eğitim Sendikaları, açıklamalarında “İtibardan tasarruf’ olmuyor da güvenlikten olur mu?! Gerekli adımların atılması için daha kaç eğitim emekçisinin, kaç öğrencinin can vermesi gerekiyor?" diyerek, eğitim alanında güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiğini vurguladı. Açıklamada, özel ve devlet okulları dahil tüm eğitim kurumlarının güvenliğinin sağlanması, faillerin caydırıcı şekilde cezalandırılması, toplumsal şiddeti teşvik eden içeriklerin denetlenmesi ve eğitim müfredatında şiddetin yanlış olduğunu öğreten derslerin yer alması gerektiğine dikkat çekildi. "Özel ya da devlet okulu ayırmaksızın, tüm okulların güvenliği derhal sağlanmalıdır. Devleti yönetenler hem devlet okullarını güvenli hale getirmeli, kadrolu güvenlik personeli atamalı ve giriş kapılarına dedektörler koymalıdır. Özel okullarda da aynı güvenlik önlemlerinin alınması şart koşulmalı ve bu konuda sıkça denetim yapılmalıdır," ifadeleriyle, güvenlik önlemlerinin acilen artırılması çağrısında bulunuldu.
Eğitim Camiasının Talepleri
Eğitim sendikalarının açıklamasında: "Özel ya da devlet okulu ayırmaksızın, tüm okulların güvenliği derhal sağlanmalıdır. Devleti yönetenler hem devlet okullarını güvenli hale getirmeli, kadrolu güvenlik personeli atamalı ve giriş kapılarına dedektörler koymalıdır. Özel okullarda da aynı güvenlik önlemlerinin alınması şart koşulmalı ve bu konuda sıkça denetim yapılmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalı, bunun yasal altyapısı yoksa derhal oluşturulmalıdır. Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır. İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içerik doldurulan müfredat yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten toplumsal yaşam dersleri içeren programlar hazırlanmalıdır" denildi.
Milli Eğitim Bakanı'nın açıklamalarında eğitim sisteminde yaşanan olumsuzlukların temel nedeni olarak öğretmenleri işaret ettiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "CİMER uygulamasının veliler tarafından bir baskı aracı olarak kullanılması, Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim alanındaki sorunlara çözüm bulmak yerine öğretmenleri ve idarecileri veli ile öğrencilerin karşısında tek sorumlu olarak bırakması, mevcut duruma zemin hazırlamıştır." İfadeleri kullanıldı
Basın açıklamasının ardından eğitimciler, sendikalar, açıklamaya destek veren sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler ve vatandaşlar sloganlar eşliğinde Demokrasi Meydanı'na yürüyüşe geçtiler. Eğitimciler meydanda önlüklerini ve tepkilerini gösteren pankartlarını bıraktı.